22 Mart 2009 Pazar

MGMT


"Time to pretend" neden beni bu kadar etkiler hiç bir fikrim yok.

İnsanın kenini özgür hissetmesini sağlıyor bir şekilde...her seferinde.

Şu New Yorklu 2 genç arkadaşın seslerini her duydugumda bi ümit doğuyor adeta. Hani öyle bi an gelir ki yapamayacağın hiç bir sey yoktur...Onlar "...let's move to Paris" dediğinde o kadar mantıklı geliyor k bazen kalkıp gidesim geliyor.

Tu connais moi?


Fransızca bilmiyorum. Hayır efendim sizi kesinlikle tanımıyorum. Konusmak istemiyorum.
Bunların hiç birini fransızca nasıl derim bunu da bilmiyorum.
Fransızlar benden nefret edicekler bu gidişle.

Wires


Running, down corridors through, automatic doors
Got to get to you, got to see this through
I see hope is here, in a plastic box
I've seen christmas lights, reflect in your eyes


Günler geçsin, büyüyelim.